Siz Değerli Misafirlerimiz İçin Çanakkale Gezi Rehberini Hazırladık.
Şehir hakkında: Türkiye’nin kurtuluşunda en önemli mücadelelerin verildiği ve muhteşem bir kahramanlık öyküsünün yazıldığı Çanakkale, Anadolu’nun kuzeybatısında, Marmara ve Ege Bölgesi içerisinde toprağı bulunan bir şehirdir. Edirne, Balıkesir ve Tekirdağ şehirleriyle komşudur. Çanakkale’nin nüfusu 2019 yılı verilerine göre 540.662’dir. Bu oranla Türkiye’nin 39. büyük şehridir. Çanakkale Destanı’yla ünü tüm dünyaya yayılan şehre bağlı Gelibolu Yarımadası, özellikle 18 Mart Çanakkale Zaferi’nde milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilmektedir.
Kaç günde gezilir: Çanakkale gezisi için ortalama 3 gün yeterli olacaktır.
Ziyaret için en uygun zaman: Çanakkale yılın her döneni ziyaret edilebilir. Lakin şehrin en popüler dönemi Nisan ve Eylül ayları arasını kapsayan yaz sezonudur.
Müze kartları: Çanakkale’de bulunan müzelerin çoğunda, Müzekart geçerlidir. Türkiye’nin hemen her şehrinde geçerli olan Müzekart ve Müzekart+ ile Çanakkale’de de birçok müzeye ücretsiz veya indirimli olarak giriş yapabilirsiniz.
Havalimanı/Merkez ulaşım: Bu konuyla ilgili en doğruyu bilgiyi almak için Çanakkale Havalimanı’ndan Şehir Merkezine Ulaşım Rehberi başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Ne Yenir; Çanakkale oldukça zengin bir mutfak kültürüne sahiptir. Her biri damağınızda ayrı bir tat bırakacak olan bu lezzetleri ve nasıl yapıldıklarını öğrenmek için: Çanakkale’nin Yöresel Yemekleri
Kişi başı ortalama yemek ücreti: 40 TL
Kişi başı ortalama kahve ücreti: 10-15 TL
Çanakkale Şehitliği
Çanakkale Şehitliği ve Şehitler Abidesi, Türk milletinin aziz tarihini anlamak ve şehitlerimizin her birini yad etmek için her vatandaş tarafından mutlaka ziyaret edilmelidir. Çanakkale Boğazı’nın ucunda, Morto Koyu-Hisarlık Tepe üzerinde yer alan Şehitler Anıtı, Feridun Kip, İsmail Utkular ve Doğan Erginbaş tarafından tasarlanmış, 17 Nisan 1954 yılında ise temeli atılmıştır. Dört ayak ve bir kubbeden oluşan 41,7 metre yüksekliğindeki anıtın ziyarete açılışı ise 21 Ağustos 1960 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Devasa bir yapı olan Şehitler Anıtı’nın yanında ayrıca; Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı, Türk Bahçesi, Mehmetçik Anıtı, Meçhul Asker Kabri, Yaralı Asker Anıtı ve Türk Şehitliği yer almaktadır.
Tarihteki en kanlı savaşlardan birine sahne olan Çanakkale’de 213.882’den fazla şehidin var olduğu bilinmektedir. Anıtın denize bakan ayaklarında deniz savaşları; karaya bakan ayaklarında ise karada verilen mücadele yazılı bir şekilde anlatılmaktadır. Tavanında mozaikle işlenmiş bir Türk bayrağı yer almaktadır. Şeref Holü’nde ise Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Şehitlerine ithafen yazdığı şiirinden bir dörtlüğün yer aldığı lahit taşı ziyaretçileri karşılamaktadır. Şehitliğin giriş kapısının hemen sağında Mustafa Kemal tarafından 1934 yılında yabancı askerlere hitaben yazılan ünlü sözleri yer almaktadır.
Türkiye’nin ve Türk milletinin sağlam temellere dayandığı ve yıkılmaz olduğu anlamını taşıyan Şehitler Abidesi’nin yanında bulunan Türk Bahçesi’nde lale motifi oldukça dikkat çekicidir. Lale, Orta Asya’dan Anadolu’ya getirilen Türklere özgü bir çiçektir. Bunun yanı sıra bahçe içerisinde bulunan 8 siyah Türk Bayrağı, Çanakkale Cephesi haricinde Osmanlı’nın katılıp kaybettiği 8 ayrı cepheyi simgeler.
Kaçırmayın! Çanakkale Şehitliği ve Şehitler Anıtı, Türkiye’nin dört bir köşesinde kutlanan 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nde milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilir. Hatta bunun için ülke çapında Çanakkale Turları düzenlenir. Şehitlikte İngiltere, Fransa ve Anzaklara ait anıtlar da bulunup; her biri kendi ülkesinin vatandaşları tarafından sıklıkla ziyaret edilmektedir.


Aynalı Çarşı
Çanakkale’nin tarihi yerleri arasında önemli bir yere sahip olan ve 1890 yılında inşa edilen Aynalı Çarşı, Çanakkale Savaşları sırasında büyük hasar almıştır. Çarşı, o dönemlerde o kadar meşhurdur ki Çanakkale türkülerine dahi konu olmuştur. Çarşının isminin aynalı olmasının ise o zamanlar çarşıda “Ayna” ismi verilen at gözlüklerinin satılmasından geldiği rivayet edilmektedir. Çarşı 1960 yılında restore edilerek hasarlı görünümünde kurtulmuştur. Günümüzde çarşıda çeşitli hediyelik eşyalar satan dükkanlar bulunmaktadır.
Neden Gitmeliyim? Aynalı Çarşı’nın, Osmanlı Dönemi, II. Abdülhamit padişahlığında, 1889 yılında “İlyo Halyo” adlı Yahudi tüccar tarafından İstanbul‘daki Mısır Çarşısı’nın minyatürü olarak yaptırıldığı biliniyor. Çarşının kırmızı taştan yapılmış, kemerli kapısı mimari yapısı ve kabartma çiçek desenleriyle süslenmiş kilit taşıyla dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra giriş kapısı üzerinde bir kitabe bulunuyor. Kitabe üzerinde ”Adaletliliği ile tanınan Sultan Gazi II. Abdülhamid Hazretleri’nin lütuf ve sahip çıkmalarıyla, kendine bağlı Musevi uyruğundan, İlyo Halyo kullarının çabalarıyla yaptırılmış ve gönülde yer tutan çarşıdır.” yazıyor.
130 yıllık bir tarihe sahip olan Aynalı Çarşı, Çanakkale ile özdeşlemiş, şehri simgeleyen önemli yapılardan biridir. 57 esnafın bir arada, birlik içinde çalıştığı çarşıda, genel olarak seramik tarzı hediyelik ürünler satılıyor. Şehir merkezinde bulunan Feribot İskelesinden veya Çanakkale Saat Kulesi’nden 5-10 dakikalık kısa bir yürüyüşle çarşıya ulaşabilirsiniz. Şehrin sembollerinden biri olan Aynalı Çarşı’yı, sizler de Çanakkale’de gezilecek yerler listenize mutlaka eklemelisiniz.


Troya Antik Kenti
Kaz Dağı eteklerinde, Çanakkale il sınırları içinde, günümüzde Hisarlık olarak adlandırılan Arkeolojik bölgede yer alan Truva Antik Kenti, diğer adıyla Troya, Homeros’un İlyada destanında bahsi geçen Troya Savaşı’na sahne olan tarihi şehirdir. Antik kentin keşfi, Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından, 1870’li yıllarda gerçekleştirilmiştir. Kazıların yapıldığı dönemde, ortaya çıkartılan tarihi eserlerin çoğu maalesef yurt dışına kaçırılmıştır. Lakin günümüzde eserlerin bir kısmı Türkiye’de, bir kısmı da Rusya ve Almanya’daki müzelerde sergilenmektedir.
1998 yılından itibaren UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Truva Antik Kenti’nin tarihi M.Ö. 3 binli yıllara kadar dayanmaktadır. Son derece gelişmiş bir kanalizasyon sistemi ve yapı temelleri, tiyatrolar, hamamlar, çeşmeler, heykeller ve bunlar gibi daha birçok buluntu Truva Antik Kenti’ndeki arkeolojik çalışmalar sonucu ortaya çıkan eser ve yapılardır. Yunan mitolojisinde Zeus’u kandırdığı için yine Zeus tarafından Olympus’tan aşağı atılan tanrıça Ate’nin ilk düştüğü yer olarak geçen Troya hakkında bir dizi efsane anlatılır.
Bir Efsane! Truva Antik Kenti, Frigya Kralının düzenlediği bir yarışma sonucu, kent kurma hakkına sahip olan Tros’un oğlu İlios tarafından kurulmuştur. İlios, Yarışmada ödül olarak verilen siyah boğayı takip edip, boğanın durduğu yere bir kent kurmaya karar verir. Boğanın, Tanrıça Ate’nin Zeus tarafından düşürüldüğü tepede yere çömelmesiyle, şehir bu tepe üzerine kurulur. Kurulan şehre İlios’un babası Tros’tan dolayı ‘‘Troya’’ adı verilir. Daha sonra Akalar tarafından şehir yıkılır.
Efsaneye göre bunun sebebi Tanrıça Ate’nin getirdiği kötü şanstır. Bir diğer efsanede; Kaz Dağındaki tanrıçalar arası güzellik yarışması sonucu, evli bir kadın olan Helen dünyanın en güzel kadını seçilir. Dünyanın en güzel kadının aşkını kazanan Priamos’un oğlu Paris, Helen’i kaçırıp, Troya’ya getirir. Bu olay sonucu Troya’nın yıkılmasına yol açan büyük Truva Savaşı gerçekleşir.
Kaçırmayın! Troya Ören Yeri girişinde, hem dünyanın hem de Çanakkale’nin en önemli çağdaş arkeoloji müzelerinden biri olan Troya Müzesi yer almaktadır. 2018’de ziyarete açılan müzede, Troya ile ilgili önemli bulgu ve yapılar sergilenmektedir. Son dönemlerde yapılan çalışmalarla Çanakkale Arkeoloji Müzesi de Troya Müzesi’ne dahil edilmiştir. Müze girişi ücretli olup; Müzekart ve Müzekart+ geçerlidir. Kenti ziyaret etmeye geldiğinizde kendine münhasır havası ve sakinliği ile insanda dinginlik hissi uyandıran Geyikli’de biraz vakit geçirebilir ve keyifli zamanlar geçirebilirsiniz.


Truva Atı
Yunun mitolojisinde ve Homeros’un destanında adı geçen meşhur Truva Atı, Troya (Truva) Savaşı’nın son bulması için Odysseus’un dahice bir planı sonrası ortaya çıkmıştır. Bu meşhur savaşın Çanakkale topraklarında gerçekleştiğine inanılmaktadır. Bu efsaneden dolayı Kültür Bakanlığı, 1973 yılına gelindiğinde atın bir kopyasını yaptırmaya karar verir. Lakin Truva atı zaman içerisinde epeyce eskimeye ve tahrip olmaya başlar.
Sonraki yıllarda Truva efsanesini filme çeken Hollywood sinema ekibi, filmde kullanılmak üzere orijinaline çok benzer bir Truva atı maketi yaptırır. Film çekimleri tamamlandıktan sonra söz konusu at, Çanakkale’ye hediye edilir. Truva Atı o gün bugündür Çanakkale’nin göbeğinde sergilenmektedir.
Bir Efsane! Truva Atı, Yunan mitolojisinde İthaka (Akhalılar) kralı olarak bilinen Odysseus’un Truva surlarını aşmak ve şehre gizlice girmek için yaptırdığı bir at maketidir. Kesin zekası ile ünlü olan Odysseus, Troya ile Akhalılar arasında 10 yıldır süregelen savaşı bitirmek ve Troya’yı ele geçirmek üzere, at maketini Troyalılara hediye eder ve savaştan çekiliyormuş gibi görünür. Planına göre Akhalıların üst düzey komutanları ve Odysseus Truva Atı’nın içine gizlenecekler ve vakti geldiğinde çıkıp şehri ele geçireceklerdir. Hikayeye göre: ‘‘Tahta at Tanrıça Athena’ya ait kutsal bir sunaktır. Atın devasa olmasının sebebi Troyalıların onu şehrin içine almalarını engellemek içindir.
Akhalıların beklentisi Troyalıların bu atı yakıp yıkmalarıdır. Böylece Tanrıça Athena’nın öfkesi Troya üzerine yönelecektir. Eğer Troyalılar atı şehrin içine alıp onu korurlarsa Athena’nın lütfu onlara yönelecektir. Troyalıların atı kabul etmesi için anlatılan bu uydurma hikayeden sonra istenilen olur ve Troyalılar atı kabul eder. Bunun üstüne savaşın bitişini kutlamak için gece bir eğlence düzenleyen ve alkolün de etkisiyle sızıp kalan Truvalılar, Akhalıların saldırısına uğrar ve katledilirler. Truva’nın baştan sona yakıldığı bu katliamın akabinde şehir yerle bir olur ve tamamen yıkılır.”


Kilitbahir Kalesi
Çanakkale’nin Eceabat ilçesine bağlı bir köy olan Kilitbahir, Gelibolu Yarımadası’nın güneyinde boğazın en dar yerinde konumlanıyor. Kilitbahir, isim olarak, ”deniz kilidi” anlamına geliyor. Köyü önemli kılan özeliği ise Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan üç yapraklı yonca biçiminde büyük bir kale olan Kilitbahir Kalesi’ne sahip olmasıdır. İstanbul kuşatması sırasında Bizans’a yardım götürülmesini engellemek amacıyla yaptırılan kale, avlu içinde 7 katlı üçgen bir iç kaleden ve bu kaleyi çevrelen iç ve dış sur duvarlarından oluşuyor.
Kilitbahir Kalesi, Çanakkale Savaşı sırasında da önemli rol oynamış, 1980 yılında Kültür Bakanlığı tarafından “Korunması Gereken Kültürel Varlık” olarak tescillenmiştir. En son 2011-2013 yılları arasında restore edilen Kilitbahir Kalesi, günümüzde binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor. Gitmişken kalenin çıkışında kıyı boyunca uzanan ve Namazgah Tabyası olarak bilinen bölgeyi de ziyaret etmeyi unutmayın!
Kaçırmayın! Kilitbahir’e Çanakkale merkez iskeleden hareket eden GESTAŞ feribotları vasıtasıyla ulaşabilirsiniz. Haftanın yedi günü düzenlenen GESTAŞ seferleriyle ilgili daha fazla bilgi almak için linke tıklayabilirsiniz.

Çanakkale Saat Kulesi
1897 yılında inşa edilen Saat Kulesi, Çanakkale’nin en merkezi noktasında yer alıyor ve şehrin simgelerinden biri olarak kabul ediliyor. 5 katlı kulenin 4. katında saat; en alt katta ise bir çeşme bulunuyor. Çanakkale Saat Kulesi, Sultan II. Abdülhamid döneminde, İzmir gibi çoğu şehirde yaptırdığı kulelerden biridir. Kulenin çeşmesinin alınlığında, yeşil bir zemin üzerine altı satır ve yirmi dört kartuş içerisinde bir kitabe yer alır.
Kitabe metnin hemen üstünde II. Abdülhamid’in tuğrası bulunmaktadır. Gün içerisinde oldukça kalabalık olan Çanakkale Saat Kulesi, akşam vakitlerinde ışıklandırılarak harika bir manzara oluşturur. Dolayısıyla fotoğraf makinenizi yanınıza almayı unutmayın!

Kent Müzesi
Fetvane Sokağı ile Çarşı Caddesi’nin birleştiği noktada yer alan Çanakkale Kent Müzesi ve Arşivi, Çanakkale’nin kültürünü ve tarihini tanıtmak amacıyla 2009 yılında ziyarete açılmıştır. Çanakkale Kent Müzesi, iki katlı bir binada hizmet veriyor. Binanın giriş katında Çanakkale ilgili düzenlenen geçici sergilere ev sahipliği yapıyor. Söz konusu Çanakkale temalı sergiler iki ayda bir değişiyor. Birinci katta, birbirine geçmiş iki bölüm bulunup; ilk bölümde Çanakkale’nin Antik Dönemleri, Osmanlı Dönemi, I. Dünya Savaşı’nın anlatıldığı bilgi panoları ve Çanakkale Savaşı’ndan kalan objeler sergileniyor. İkinci bölümde ise Çanakkale’yle ilgili çeşitli başlıklar altında oluşturulmuş görsellerin ve metinlerin yer aldığı ışıklı bilgi panoları bulunuyor. Panolar, genel anlamda, ‘‘Çanakkale’de Mimari Miras, Kentte Ekonomi, Kentte Yaşam, Çanakkale’de El Zanaatları, Kentte eğitim, Çanakkale’de Nüfus ve Göçler, Çanakkale Kentinde Mustafa Kemal Atatürk ve Çanakkale’de Yerel Basın’’ temalarını kapsıyor. Müzenin en üst katında; şehir kütüphanesi, şehir arşivi, çok amaçlı bir salon, kent atölyesi, restorasyon atölyesi ve idari kısım yer alıyor.
Seramik Müzesi
Çanakkale’nin ünlü seramik sanatının ana hatlarıyla sergilendiği Seramik Müzesi, 2013’ten bu yana hizmet veriyor. Çanakkale Seramik Müzesi, şehir merkezinde Cevatpaşa mevkiinde yer alıyor. Arkeolojik – çağdaş ve endüstriyel seramiğin sürecini en iyi şekilde yansıtan müzenin kuruluşundan bugüne kadar 17 süreli sergiye ve çeşitli koleksiyonlara ev sahipliği yapmıştır. Bunun yanı sıra müze, Çanakkale seramiğinin uluslararası alanlarda tanıtılması ve yaygınlaştırılması için iki çalıştay, iki seramik tasarım yarışması ve sekiz fuar organizasyonu gibi daha bir dizi önemli etkinliğe kapılarını açmıştır. Neden Gitmeliyim? Çanakkale deyince akla şeylerden biri de tabi ki seramik. Eskiden hamam olan bir binada ziyaretçilerini ağırlayan Çanakkale Seramik Müzesi, bölgedeki seramik sanatıyla ilgili gelişimi gözlemleyebileceğiniz ve atölyede seramik yapımını tecrübe edebileceğiniz bir müze. Müzeye giriş ücretsiz. Çanakkale’ye özgü seramik çalışmalarını yakından görüp, fikir sahibi olacağınız Seramik Müzesi’ni Çanakkale’de gezilecek yerler başlığı altında ele alabilirsiniz!
Deniz Müzesi
İçinde Nusret Mayın Gemisi’nin bir maketini de bulunduran Çanakkale Deniz Müzesi, Çanakkale’nin müzeleri arasında mutlaka ziyaret edilmesi gerekenlerden biri. Çimenlik Kalesi içinde bulunan müze içinde kütüphane, hediyelik eşya dükkanı ve fotoğraf galerisi de bulunmaktadır. 18 Mart 1915 Deniz Zaferinin 67. yıl kutlama programı kapsamında kurulan ve 2000 yılında modern müzecilik kapsamında yenilenen Deniz Müzesi oldukça geniş bir koleksiyona ev sahipliği yapmaktadır. Neden Gitmeliyim? ‘‘Çağdaş müzecilik anlayışını yakalamış örnek bir askeri müze olmak’’ amacıyla her yıl kendisine yenileyen ve daha da gelişen Çanakkale Deniz Müzesi’nde Kılıçlar, Madalyalar, Toplar, Üniformalar, Ateşli Silahlar ve Mayınlar olmak üzere toplam 6 farklı koleksiyon sergilenmektedir. Çanakkale Deniz Müzesi, şehrin farklı noktalarında 5 ayrı kola ayrılmıştır. Çimenlik Kalesi merkez müze olup; Binbaşı Nazmi Bey Resim ve Sergi Salonu, Nusret Mayın Gemisi, Piri Reis Galerisi, Müze Gemi Acar gibi bölümler bulunmaktadır. Bunlar arasında şüphesiz en dikkat çeken Nusret Mayın Gemisi’dir. Çanakkale Şehitliği turları kapsamında her yıl binlerce turist tarafından ziyaret edilen Nusret Mayın Gemisi, Türk tarihinin seyrini değiştiren 1915 Çanakkale Savaşı’nda önemli bir rol oynamıştır.
Assos Antik Kenti
Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde yer alan Assos, Behram Köyü’nde konumlanan bir antik kenttir. Assos, tarihi değerinin yanı sıra Türkiye’de yaz tatili denildiğinde akla ilk gelen beldelerden biri oluyor. Antik Çağda Troas diye adlandırılan bölgenin güney ucunda, Midilli adasının karşısında kurulmuş olan Assos, 1880-1883 yılları arasında, Amerikan Arkeoloji Enstitüsü’nün yaptığı arkeolojik kazılar esnasında, genç mimar Francis H. Bacon tarafından keşfedilmiştir. Assos’un kuruluşu M.Ö. 900’lü yıllara denk gelmektedir. Şehirdeki en önemli yapı Athena Tapınağı ve antik amfi tiyatro alanıdır. Ayrıca Antik Çağ’ın en önemli düşünürü Aristo yaklaşık üç yıl burada yaşamış ve bir felsefe okulu kurmuştur. Bu açıdan bakıldığında Assos’un, dönemin kültür, sanat ve bilim merkezlerinden biri olduğu söylenebilir. Neden Gitmeliyim? Şirin mi şirin Ege köylerinden biri olan Assos, tertemiz doğası ve berrak deniziyle her yıl, binlerce turistin ilgi odağında oluyor. Turistlerin Assos’taki ısrarının sebebi şüphesiz, doğal koyları ve yeşil doğasından kaynaklanıyor. Yazın burada denize girip, doğanın ve güneşin tadını çıkarmak gerçekten paha biçilemez bir deneyim oluyor. Assos’ta konaklamak için apart otel, pansiyon, otel ve kamping alanı gibi birçok seçenek mevcut. Türkiye’nin en iyi kamp alanlarından biri olan Assos’ta, insanlar genellikle çadırlarını yanında getirip, mevcut alanlarda kamp yapmayı tercih ediyor. Bunun yanı sıra yukarıda da söz ettiğim gibi Assos’ta gezip görülmesi gereken yerler de mevcut. Başta Assos Antik Kenti olmak üzere; Kadırga Koyu, Sokakağzı, Antik Liman, Hüdavendigar Camii, Behramkale Köprüsü, Gymnasium ve Bouleuterion, Agora, Antik Tiyatro ve Athena Tapınağı gibi pek çok turistik nokta sizleri bekliyor. ‘‘Assos’ta ne yenir?’’ diye merak ediyorsanız hemen söyleyelim: Assos’ta, zeytinyağlı bakla, kabak çiçeği dolması, otlu gözleme ve avcı böreği gibi Ege mutfağına dair her lezzeti bulabilirsiniz.
Bozcaada
Burası Neresi? Bozcaada, Çanakkale’nin bir diğer ada ilçesidir. Türkiye’nin en büyük üçüncü adası olan Bozcaada, özellikle yaz aylarının popüler tatil rotaları arasında yer almaktadır. Ayrıca ülkedeki -il merkezleri hariç- köyü olmayan tek ilçedir. Bağcılık, deniz turizmi ve rüzgar santralleriyle öne çıkan Bozcaada’nın en meşhur şeyi şüphesiz lezzetli şaraplarıdır. Zira adada pek çok şarap tadım noktası bulunup; şarap üretimi ve bağcılık gelişimi için bir dizi festival düzenlenmektedir. Neden Gitmeliyim? Çanakkale gezilecek yerler yazımızın en şirin güzergahlarından biri ise Bozcaada… Üzüm bağlarının içinde kaybolmak, denizin üstündeki güneşin batışındaki muhteşem manzaraya tanıklık etmek ve çok daha fazlası için Bozcaada’yı mutlaka listenize dahil etmenizi öneriyoruz. Yılın her mevsimi ziyaret için uygun bir iklime sahip olan Bozcaada seyahati için en popüler dönem olan yaz mevsimi tercih edilmelidir. Zira bu mevsimde denizin, güneşin ve doğanın tadını çıkarabilir, harika ve huzur dolu bir tatil geçirebilirsiniz. Kaçırmayın! Gitmişken Bozcaada’nın turistik yerlerini de ziyaret etmelisiniz. Bozcaada’da; Rüzgar Gülleri ve Polente Feneri, Bozcaada Kalesi, Göztepe, Rum Mahallesi, Bozcaada Müzesi, Ayazma Plajı ve Geyikli Plajı gibi bir dizi yer sizleri bekliyor. Ayrıca Bozcaada’nın mutfağına dair lezzetlerin tadına mutlaka bakmalı; Rum meyhanelerine uğramayı unutmamalısınız. Bozcaada’nın meşhur şaraplarına hiç değinmiyorum bile! Son olarak: Bozcaada’da konaklamak için butik otel ve pansiyon gibi bir dizi seçenek mevcut.
Gökçeada
Çanakkale’nin bir ilçesi olan Gökçeada, aynı zamanda Türkiye’nin en büyük adası olma ayrıcalığına sahiptir. 91 kilometrelik kıyı şeridine sahip olan ada, Ege denizinin kuzeyinde, Saroz Körfezi’nin girişinde yer alıyor. Gökçeada, sessiz ve bir o kadar huzurlu atmosferiyle, kalabalıktan hoşlanmayıp, sakin bir tatil geçirmek isteyenler için idealdir. Neden Gitmeliyim? Muhteşem doğası, etkileyici plajları ve huzur veren ortamı ile Gökçeada, denizin keyfini çıkarmak isteyenlerin Çanakkale’ye geldiklerinde yönünü çevirmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Gökçeada’da gezip görülecek yerler de mevcut. Plajlardan, parklara, köylerden, koylara kadar birçok turizm noktasına sahip olan Gökçeada’da; Marmaros Şelalesi, Rum Köyleri, Aydıncık Plajı, Yıldız Koyu, Gökçeada Sualtı Milli Parkı, Laz Koyu, Gökçeada Tuz Gölü, Peynir Kayalıkları, Kuzulimanı ve Tepeköy Çınaraltı’nı mutlaka görmelisiniz. Gökçeada seyahati için yaz mevsimini tercih etmelisiniz. Ayrıca adasa sörf ve dalış gibi su sporlarını gerçekleştirebilirsiniz. Kaçırmayın! Gökçeada’da konaklamak için butik oteller, pansiyonlar, kamping ve apart otel gibi imkanlardan yararlanabilirsiniz. Bunun yanı sıra gitmişken Gökçeada’nın mutfağının meşhur lezzetlerinden Bademli kurabiyenin ve Sakızlı muhallebinin tadına bakmayı unutmayın! Gökçeada’ya yaz sezonu boyunca düzenlenen 2 arabalı feribot ve 1 deniz otobüsü seferleriyle ulaşabilirsiniz.